“`html
Forbes’un Türkiye’nin En Zenginleri Listesi Açıklandı
Forbes, Türkiye’nin en varlıklı bireylerini listeleyerek dikkatleri üzerine çekti. Listenin zirvesinde Murat Ülker yer alırken, ikincilik koltuğunda İpek Kıraç bulunuyor. 40 yaşındaki İpek Kıraç, 3.2 milyar dolarlık servetiyle yalnızca ülkenin en zengin kadını unvanını kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda tarihe de geçiyor.
İpek Kıraç’ın Hayatındaki Dönüm Noktası
40 yıl önce, küçük bir yetim olarak dünyaya gelen İpek’in hayatı, Suna-İpek Kıraç çiftinin hayatına girmesiyle köklü bir şekilde değişti.
Vehbi Koç’un kızı olan Suna Kıraç, ne yazık ki artık hayatta değil. Ancak, yaşamı boyunca yaşadığı anıları kaleme aldığı “Ömrümden Uzun İdeallerim Var!” adlı kitabında bu önemli anıyı paylaşmayı ihmal etmemiştir.
İpek Kıraç’ın Evlat Edinilme Hikayesi
Kıraç çifti, 15 yıllık evliliklerinin ardından çocuk sahibi olamayınca, ‘İpek’ ismini verecekleri bir bebeği evlat edinmeye karar vermişlerdi. Suna Kıraç, o gün hakkında şunları aktarmıştır:
“İkiz kızlarım olsun istiyordum. Ancak üç yıl geçmişti. O gün İnan, heyecanla geldi ve ‘İkiz bulamadık ama tam bize göre bir kızımız var’ dedi. Hastaneye gittiğimizde İpek oradaydı ve dört aylıktı. İnan, iş dünyasında edindiğimiz deneyimle ‘Bize bir gün verin, muayene ettirelim’ dedi. O gün doktor bize önemli bir şey söyledi: ‘Bu çocuk sakat çıkarsa onu bırakmak zorundasınız.’ Eve döndüğümüzde karmaşık hislerle doluyduk. O gece İpek’ten vazgeçemeyeceğimizi anladık ve onu sahiplenmeye karar verdik.”
Anne-Kız Arasındaki Sıkı Bağ
Kitapta, ayrıca Suna Kıraç’ın hastalığı dönemindeki mücadeleleri ve İpek Kıraç ile olan duygusal diyaloglarına da yer veriliyor.
Suna Kıraç, 1996 yılında ALS hastalığını öğrendi. Hastalık ilerledikçe, İpek o sırada henüz 13 yaşındaydı. 14 Ağustos 2000 yılında hastaneye kaldırıldığında doktorlar, onu makineye bağlamak istediler. Ancak İpek, annesine şöyle dedi:
“Anne ben daha gencim ve sana ihtiyacım var. Beni evlat edindiğinde anne olmaya karar verdin; bu sorumluluklarının sonu yok. Beni üniversiteye sokacaksın, evlendireceksin. Anneme çok ihtiyacım var.”
Bunun üzerine Suna Kıraç, doktorların isteğini kabul etti.
Başarıya Giden Yolda Anneden Aldığı İlham
Ancak 15 Eylül 2020’de Suna Kıraç hayata veda etti. İpek Kıraç, annesinin mirasını devam ettirerek, Koç Holding’in belirgin hissedarlarından ve yöneticilerinden biri haline geldi. Capital dergisine yaptığı röportajda şunları belirtti:
“Annemin kaybıyla birlikte sorumluluklarım arttı. Bunları en iyi şekilde yerine getirmek için çabalıyorum. Koç Topluluğu, kuzenim Ömer Koç’un liderliği altında, ülkemiz için değer üretmeye ve dünya standartlarında işler yapmaya devam ediyoruz.”
Eğitime Verdiği Önem ve Kadın Hakları Mücadelesi
İpek Kıraç, annesinin eğitim alanındaki ideallerini devraldığını ifade etti.
“Koç Okulu’nu annem kurmuştu. Yönetim kurulu başkanlığı görevini devraldım. Koç Okulu, hayatımın en önemli parçalarından biri ve eğitime katkı sağlamayı sürdüreceğim. Eğitim, devletin tek başına çözebileceği kadar büyük bir meseledir, bu nedenle destek olmalıyız.”
Kız Çocukları İçin Eşit Haklar Mücadelesi
İpek Kıraç, kız çocuklarının eşit haklara sahip olmaları için mücadelesini sürdürdüğünü belirtiyor. “Birlikten kuvvet doğar” anlayışıyla, çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapmaya kararlıdır.
İpek Kıraç’ın Hayatındaki Önemli Düşünceler
İpek Kıraç, annesinin mücadelesinin bir yansıması olarak, kadınların kariyerlerinde ve sosyal hayatlarında eşit fırsatlara sahip olması gerektiğini savunuyor.
İpek’in hayatı, annesi Suna Kıraç ile olan bağlarının bir yansıması olarak, kendisini sürekli geliştirme ve daha iyi bir toplum yaratma çabasıyla doludur. Türkiye’nin en zengin kadını olarak, hem iş dünyasında hem de sosyal sorumluluk projelerinde önemli bir etki yaratmaktadır.
Sonuç
Türkiye’nin en zengin kadını olan İpek Kıraç’ın hayatı ve mücadeleleri, birçok kadın için ilham kaynağı olmaktadır. Fırsatları değerlendirmek ve zorluklarla başa çıkmak, ona miras kalan değerlerden biridir.
“`
